Bir Ayrılık / A Separation / Jodaeiye Nader az Simin


Yönetmen: Asghar Farhadi
Senaryo: Asghar Farhadi
Oyuncular: Peyman Moadi, Leila Hatami, Sareh Bayat, Shahab Hosseini, Sarina Farhadi, Ali-Asghar Shahbazi, Kimia Hosseini
Tür: Dram
Dili: Farsça
Yapım yılı: 2011
Vizyon tarihi: 01.07.2011
Süresi: 123 dakika
Bağımsız film / Kişisel bütçe
IMDb puanı: 8.5
Benim notum: 8.5


Simin ve Nader evli bir çifttir ve Termeh adında 11 yaşında bir kızları vardır.
Simin, kızlarının daha iyi bir eğitim alıp, daha iyi bir şartlarda yetişmesi için İran'dan ayrılmak istemektedir. Bu amaçla, 18 ay uğraşarak nihayet onları İran'dan çıkaracak vizeye sahip olmuştur ve vize süresinin bitimine çok az bir süre kaldığı halde eşi -yani Nader- gitmemekte kararlıdır. Simin'in isterse gidebileceğini ama kendisinin yaşlı ve Alzheimer hastası babasını yalnız bırakamayacağını ve onunla gitmeyeceğini söyler.
Simin buna tepki olarak boşanma davası açar ve film tam bu noktadan, Simin ve Nader'in hakim karşısında savunmalarını yaptığı andan başlar.

Su gibi akıp giden film... beklediğimden çok daha iyi idi.
İslami toplum ve yaşam biçiminin en çarpıcı örneğinin sergilendiği İran'da, ahlak, inanç, toplum baskısı, gelenek, farklı sınıfların yaşam biçimleri ve ilişkilerine ayna tutan çarpıcı bir film.

Akademi Ödülleri'nde 'En İyi Yabancı Film' Oscar'ını kazandı.
Oscar hazırlığını, Berlin Uluslararası Film festivalinde, 'En İyi Film', 'En İyi Kadın Oyuncu' ve 'En İyi Erkek Oyuncu' ödüllerini alarak yaptı.
Aynı zamanda, Altın Ayı ödülünü alan ilk İran filmi olarak tarihe geçti.
Onlarca festivalde ödül alarak (sanırım yirmi küsur ödül) ayrı bir rekora imza attı.


İyi-kötü, doğru-yanlış, haklı-haksız taraf tutmadan, yargılamadan, olayları önümüze seren ve soru sormadan izleyeni seçim yapmaya, karar vermeye yönelten bir film.
Duru... diyaloglar, dış ortam, ev ortamları alabildiğince doğal.
Özellikle film konusunun derinliklerine girmeyeceğim ki, izlemeniz için bir sebep olsun.
Size, daha başlar başlamaz beni ekran karşısına çakan cümleleri verip, ekşi sözlük'ten de yazar görüşlerini alıntı yapacağım.
İzleyip-izlememe kararını buna göre verin.

Beni can evimden vuran diyalog:

Simin: Baban Alzheimer hastası ve onun oğlun olduğunun bile farkında değil!
Nader : Olsun, ben onun babam olduğunu biliyorum!


Ekşi Sözlük'ten:

film çok kalabalık, gürültülü ve bir o kadarda yalnız ve sessiz. hayatın içinden olması dolayısıyla hiç sıkılmadan sadeliğin verdigi ihtişamla izlenilebilir bir film. özellikle işsiz adamın rolüne hakim olması çok etkileyiciydi. o nasıl bir gerçekliktir, hayran olmamak elde değil. çok sevdim filmi.
(fu27, 22.12.2011 02:08)

hikayesi, adalet, sorumluluk, aile ve vicdan kavramlarının yarattığı çatışmalar üzerine kurulu olan, üzerine daha uzun uzun konuşulabilecek, etkisinden uzun süre çıkalamayacak, her izleyenin beynine yavru bir tilki hediye eden film. izleyin, izlettirin.
(basketbol topuna kundurayla vuran cocuk, 25.12.2011 21:44)

öyle çok ahım şahım bir sinema kültürüm yoktur, arada bir geceleri açarım daha önceden belirlediğim filmleri, hareket aksiyon aşk meşk felan yoksa, umduğumu bulamadıysam yarısında kapatırım yatar uyurum. bu filmde aksiyonu göremedim, aşk meşk desen, onu da göremedim, ama oturup sonuna kadar izledim. hakkaten, harika bir filmdi. neresinden bakarsan bak, her karesinde ikilemlerin olduğu bir filmdi. bir çocuğun annesi ile babası arasında kalmasını mı dersin, bir babanın babası ile karısının istekleri arasında kalmasını mı dersin, bir annenin kızı ile, hayalleri arasında kalmasını mı dersin, ya da ne bileyim, müslüman bir kadının para ile dini arasında kalması mı dersin. gerçek hayatı çok yalın ve objektif bir şekilde değerlendirmişler. ayrıca, hep ingilizce film izlemekten sıkılmıştım, arada arapça fransızca felan duymak da kulağımızın pasını alıyor sanırım.
(put in, 19.10.2011 03:26)

simdilik 21 odulu var. katildigi festivallerde aday olup kaybettigi tek dal olmamis. cannes galipleri drive ve bir zamanlar anadolu'da gibi iyi yapimlarin cok otesinde ve bence yilin en iyisi. kusursuz anlatim ve kurguya tanik olarak sinemasal citalarini yukseltmek istemeyenler izlememeli.
(nicomedian, 27.10.2011 15:11)

filmi izlemeye başladığım andan itibaren karakterler çarptı gözüme. o kadar iyilerdi ki! bir an oynamadıklarını ve bunun gerçek hayat olduğunu düşündüm. başından sonuna kadar; bakıp hayran olarak, düşünerek sonuna kadar izledim. sonra yazılar geldi ve ben hala izlemeye devam ettim. düşündüm, düşündüm...
son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden. kesinlikle izleyin...
(mithatakcay, 10.11.2011 15:26)

sürekli kimin tarafını tutacağımı şaşırdığım, diyaloglarıyla büyüleyen kusursuz bir film.
(sparkatus, 18.01.2012 17:40)

izleyiciyi yargıç koltuğuna daha ilk dakikadan oturtan, ama karakterleri yargılamasına, ahkam kesmesine asla izin vermeyen bir güzel film.
bütün karakterler öyle yükler taşımakta ki sırtlarında, birinden alıp diğerinin sırtına koyarak yükü, teraziyi dengeleyemiyorsun. öyle ki filmin sonunda termeh bile hangi kefeye konacağını, bunun getireceği yükle ne yapacağını soruyor, sorgulatıyor izleyiciye. cevabın hiç de mühim olmadığını düşündürerek...
film;din, ahlak, vicdan, hakikat ve dahası üzerine düşünmek, söyleşmek adına o kadar çok kapı aralıyor ki, aralanan kapıları iyice açmadan ya da kapatmadan daha fazlasını yazmak ne mümkün.
farhadi'nin seyirciye armağanı da; bu yüklerle kamburlaşmadan, onları hafifleterek, yola dik devam etmeli öğüdü sanki.
(placebo, 04.03.2012 01:43)

(24 Mayıs 2012/00:15)
İyi izlemeler ...

Görsel: Google Images

3 yorum:

  1. güzele benziyor teşekkürler
    bu hosseini ler şu uçurtma avcısını yazan khaled in akrabası mı ki acep(annemden kalma hastalık soyadı eşleştirme)kusura kalma:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak en altta 'İyi izlemeler' e tıkla-izle.
      İzle diyorum çünkü film hakikaten izlenmeli... ben bayıldım akışa.
      Soyadı meselesine gelince: Hea, Hosseinigillerdenmiş :P
      Ahahaha-attım tutar mı bilmem :)

      Sil
  2. Filmdeki mahkeme sahneleri enteresandı...mahkeme denirse tabi

    YanıtlaSil
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...yavrum seni layk ettim...